Warning: count(): Parameter must be an array or an object that implements Countable in /home/ergezer/public_html/wp-content/plugins/onceki-yazi-linki/onceki_yazi_linki.php on line 56
Çocukluk yıllarınızın vazgeçilmez anıları vardır ve ölene kadar aklınızdan çıkmayan. İlk sevgiliniz, bakkaldan aldığınız çikolata ve cikletler, mahalle fırınının eşsiz kokusu gibi, bilinç altımızda yer etmiş mükemmel anılar. Şimdilerde bu bahsettiklerimizden çok daha uzak olduğunuzun ve eskiyi geri getiremeyeceğimizin farkındayım fakat eskiyi anımsatabilecek bazı isimleri, markaları, renkleri ve kokuları, fotoğrafları gösterdiğimde sizi bir nebze de olsun eskiye götürebileceğimi düşünüyorum.
Annenizin deterjanı, çocukluğunuzda çiğnediğiniz cikletler, külçe gibi ağır yağ kavanozları gibi nostaljik ürünlerle eskiden kurduğunuz gönül bağı hiçbir zaman kopmadan devam eder ve gider. İnsanlar eskiyi anlatırkan geri gelmeyeceğini düşünerek özlemle bahsederler. Yolda gördüğünüz eski bir ürün bazen çocukluğunuzu bazen de eskiden yaşadığınız bir olayı anımsatır. Markalarda da durum böyledir. Doğumundan ölümüne kadar tüketici statüsünde bulunan insan eskiden bu yana markalarla iç içe bir konumdadır. Markaların bazıları rekabete dayanamayarak ömrünü doldursa da bazı markaları hala daha temin edebilmek mümkündür. Eski markaların canlandırılması, onların yeniden gündeme getirilmesi, nostaljiyi yaşatma olarak isimlendirilen “Retro Pazarlama”, eski ile yeninin sentezini tüketiciye sunarak onlarla olan eski bağlarını yeniden kuvvetlendirmeyi amaçlar. Aslına bakarsanız “Retro Pazarlama” kavramı esk günlerini yeniden yaşamak isteyen ileri yaş grubundaki tüketicilere yönelik bir pazarlama çabasıyken, günümüzde bazı markalar post modern tüketici toplumunun da nostaljik ilgisini çekmeye yönelik kampanyalarda bulunabiliyor.
Tamamen insanların duygularına hitap eden retro marketin olgusu, diğer pazarlama çabalarına nazaran daha risksizdir. Çünkü yeni bir marka ortaya koymanın gereği yoktur, hali hazırdaki marklar üzerinden pazarlama stratejileri geliştirilmelidir, bu nedenle de eski markaların zaten mevcut müşteri grupları hazırdır. Psikolojik olarak birey çocukluğundan öğrendiği ve tekrarladığı alışkanlıklarını kolay kolay terk etmek istemez. Örneğin çocukken satın aldığı çikolatayı 40 yaşına geldiği zaman bile almak isteyebilir. İşte burada devreye retro pazarlama girer. Bireye eskiden sadık olduğu fakat günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir markayı sunduğunuzda tereddütsüzce satın almasını sağlayabilirsiniz, çünkü bireyle marka arasında ihtiyacın çok daha ötesinde duygusal bir bağ vardır. Retro pazarlama yalnızca kopmuş olan duygusal bağları yeniden birbirine bağlama görevi görmüştür.
Post modern pazarlama ile retro pazarlama birbirine ters düşen kavramlar olsada bugün dünyanın en gelişmiş bilişim şirketleri bile retro pazarlamaya yönelik tanıtım faaliyetlerinde bulunabilmektedir. Örnek vermek gerekirse internetin yaygınlaşması ve 2000’li yılların başında popüler olmaya başlayan sosyal medya siteleri (Facebook, Twitter, Youtube) bile retro pazarlama stratejileriyle kullanıcıların ilgilerini çekme gayreti içerisindedir. Bu durumu biraz daha açacak olursak, hiç yaşamadığı devirlere ait araba modellerini satın alıp kullanmak isteyen genç nüfusu örnek verebiliriz. 1960’larde yaşamamasına rağmen 1965 model bir Shelby Cobra araba satın alabilen bir tüketici kitlesinden bahsediyoruz, yada bunun benzerlerinden. Kısacası retro pazarlama ileri yaşta tüketicileri kapsayabildiği gibi aynı zamanda nostaljiye düşkün genç tüketici gruplarına da uygulanabilme özelliğine sahiptir.Yabancı ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de retro pazarlama örnekleriyle karşılaşabilmek mümkündür. Pazarlama metotları içerisinde maliyeti bakımından en ideal seçim retro pazarlamadır. Bu nedenle hiç beklemediğiniz bir anda dünya devi markalar bile retro marketing uygulamalarıyla tüketicilerin odak noktası olabilirler. Coca – Cola buna en uygun örneklerden birisidir, ya da dünyanın en gelişmiş akıllı telefonunu bağladığınız eski ahizeli kulaklıklar hep nostalji açlığından kaynaklanan kullanım biçimleridir.
Bir önceki yazımız olan Sosyal Medyada Başarılı İçeriğin İpuçları başlıklı makalemizde başarılı içeriğin ipuçları, içerik pazarlaması ve Sosyal medya araçlarında içerik paylaşımı hakkında bilgiler verilmektedir.
Oldukça aydınlatıcı bir yazı olmuş. Fakat Retro pazarlamayı anlamak için belirli bir dönem de yaşamak gerekiyor. Yani yeni nesil için aslında bir anlam ifade etmiyor.
Tam tersine. Bugün senin için bir anlam ifade etmeyen “retro”, ilerleyen yaşlarda sana da nostaljik gelebilir. Bugün anne ve babana geldiği gibi